28 Şubat 2014 Cuma

TRT Genel Müdürü 'rezalet'e suskun kaldı!

TRT Genel Müdürü 'rezalet'e suskun kaldı!

TRT Genel Müdürü 'rezalet'e suskun kaldı!

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Bazı diziler eleştiriliyor, manevi yapımızı rencide ediyor diye ciddi eleştiriler ortaya konuluyor. Ama ben o tarafa çok fazla girmek istemiyorum dedi.

Okan Üniversitesi’nin 15. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Son 15 Yılda Türkiye’de Sinema-TV” paneline katılan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, “Bazı diziler eleştiriliyor, ‘manevi yapımızı rencide ediyor’ diye ciddi eleştiriler ortaya konuluyor. Ama ben o tarafa çok fazla girmek istemiyorum” dedi.
 
Bazı ülkelerin kendilerini daha iyi anlatmak ve tanıtmak için çok yüksek miktarlarda paralar harcadıklarını belirten Şahin, “Türkiye diziler aracılığıyla cüzi de olsa paralar kazanıyor ama kendi kültürünü, yapısını ve Türk toplumunu dışarıya ‘yumuşak güç’ olarak aktarması paha biçilemez. 102 ülkeye ihraç edilen diziler Türkiye’nin yumuşak gücü” diye konuştu.
 
Okan Üniversitesi, 15. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında bu yıl Türkiye’deki belirli sektör ve alanlarda son 15 yılın değerlendirileceği çeşitli paneller düzenleyecek. Bu panellerin Tuzla Kampüsü’nde gerçekleştirilen ilkinde “Son 15 Yılda Türkiye’de Sinema-TV” konusu masaya yatırıldı. Panele TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in yanı sıra Doğan TV Holding CEO’su İrfan Şahin, Sinema Genel Müdür Yardımcısı Ali Atlıhan, Yönetmen Derviş Zaim ve Aktör Ediz Hun katıldı.
 
“Diziler sayesinde Araplar bizi sevdi”
 
Panelde konuşan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, dizi ihraçlarına kadar Arap bölgesinde Türkiye’ye karşı bakışın inanılmaz negatif olduğunu, dizilerin bu bölgelerde yayınlanmasının ardından Türkiye ve Türklere karşı bakış açısının değiştiğini söyledi. TRT’ye ilk geldiği yıllarda Programlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ile kanalları izlediğini belirten Şahin, “1953 yapımı bir film gördüm kanallarımızdan birinde yayınladığımız. Kendisine neden son dönem filmlerini koymuyorsunuz diye sordum. ‘Efendim canları isterse izlesinler istemezse izlemesinler’ gibi bir cümle sarf etmişti. Kaliteli bir şey koymazsanız 3 saniyeniz var. İzleyici hemen kanal değiştiriyor” diye konuştu.  
 
“Bir bölüm 226 bin dolara satılıyor”
 
Günümüzde 226 bin dolara dizilerin bir bölümünün satıldığını belirten İbrahim Şahin, şunları söyledi: “Bu gerçekten inanılmaz bir şey. Bunu sadece bir ülkeye satıyorsunuz. Bazı diziler 50 ülkeye satılıyor. Şu an Türkiye 102 farklı ülkeye dizi ihraç ediyor. Arap ülkelerinin en etkili kanallarından olan NBC bizimle birlikte bir tv dizisi çekmek istedi. Biz bunu kabul etmedik. Eğer böyle bir projeye girseydik 2. 3. diziden sonra kendi ülkelerinde bu tarz diziler yapma becerisini ortaya koyacaklardı. Bu, bizden kopmalarına neden olabilirdi. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor.”
 
İrfan Şahin: “Doğan grubunu içerik üreticisi haline getirmek istiyorum”
 
Dünyada içerik problemi olduğunu belirten Doğan TV Holding CEO’su İrfan Şahin, “Doğan TV Holding’in CEO’suyum. Şirketin adını “Doğan Entertainment” olarak değiştirmek istiyorum. Ben Doğan grubunu içerik üreticisi haline getirmek istiyorum. TV kanalı olmak istemiyorum. TV benim yan işim” dedi. Gelecekte tek önemli şeyin içerik olacağını belirten İrfan Şahin, “Ben film üretmek, dizi üretmek, müzik üretmek istiyorum. İyi bir film yaparsanız gördüğünüz gibi 6 milyon kişi izler. Dünyada içerik açığı var. Gençlere bu yönde çalışmalarını öneriyorum.
 
Bekir Okan: “Dizi ihracatımız 150 milyon dolar”
 
Okan Üniversitesi’nin en önemli görevlerinden birinin de Türkiye’nin sorunlarını sektörlerle birlikte akademik ortamda tartışıp çözüm önerileri sunmak olduğunu belirten Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan da, şunları söyledi: “Türkiye’de en çok gelişen sektörlerden biri Sinema-TV. Öğrencilik yıllarımızda tek kanal ve siyah beyaz TRT vardı. Rahmetli Özal döneminde özel televizyon kanalları açıldı. Çocukluğumuzda Amerikan dizileri çok meşhurdu. Son dönemde bir bakıyorsunuz bir komedi filmi çıkıyor 6 milyon izleyiciye ulaşıyor. Bu durum, sektörün çok geliştiğini gösteriyor. Üniversitemizin Sinema-TV bölümü var. Orada yetişen gençlerin sektöre çok ciddi katkılar sağlayacağına inanıyorum. Sinema ihracatımız 50 milyon dolara yaklaşıyor. Dizi ihracatımız da 150 milyon dolar.” Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şule Kut ise, Sinema-TV sektörünün Türk ekonomisine son 15 yılda ciddi katkılar sağladığını söyledi. Kut, “Ayrıca siyasi olarak da Türkiye’nin özellikle bir dönem kendi çevresinde ve dünyada yumuşak güç olarak algılanmasında da Türk dizilerinin çok büyük bir payı var” diye konuştu.
 
İŞTE MİLLİ GAZETE'DE YERALAN O HABER 
Türkiye’de siyasiler, gazetelerin iç sayfalarındaki haberlerden televizyonlardaki haber bültenlerinin altyazılarına kadar hemen her yere müdahale ederken, ekranlardaki dizi rezaletlerine ise seyirci kalıyorlar. Hatta vatandaşın televizyon dizilerindeki rezaletleri şikayet etmesi de görmezden geliniyor. Çeşitli gayr-i ahlâkiliğin ve sapkınlığın topluma zerk edildiği televizyon dizileri vatandaş şikâyetlerinin merkezinde yer alırken, diz boyu rezaletlere yine göz yumuluyor.
Şikâyetin Merkezinde Diziler Var
Televizyon yayınlarıyla ilgili Radyo ve Televizyon Üst Kurulu İletişim Merkezi’ne geçen yıl yapılan bildirimler yüzde 15 artarak, 118 bin 416’ya ulaştı. 2013 yılında en fazla şikâyet edilen program türü diziler olurken; dizilere yönelik şikâyetler 2012’de 48 bin 823 iken, 2013’te yüzde 5 artarak 51 bin 285’e yükseldi. Her türden çarpık ilişkinin ve ahlâksızlığın gayet normalmiş gibi aktarıldığı dizilere gelen şikâyetler artsa da, bunlara yönelik herhangi bir somut yaptırımın olmaması da dikkatlerden kaçmadı. Öte yandan vatandaş şikâyetlerinde en fazla artış ise “dini ve moral sohbet programları” kategorisinde gerçekleşti. 2012’de 78 bildirimin gerçekleştiği program türünde, geçen yıl bildirim sayısı 4 bin 388’e çıktı.
Zehir Enjekte Ediyorlar
2013’te en çok şikâyet alan program 28 bin 420 bildirimle Show TV’de yayınlanan “Salih Kuşu” dizisi oldu. ATV’deki Bizim Okul dizisi 7 bin 145, Star TV’deki Muhteşem Yüzyıl dizisi bin 643 ve Kanal D’nin Yalan Dünya dizisi de 490 bildirimle şikâyetlerde başı çeken yapımlar oldu. Dizilerin topluma verdiği tahribat, milli ve manevi değerlerin ayaklar altına alınması yetmezmiş gibi çarpık ve sapkın ilişkilerin de konu alınmasıyla daha da büyümeyi sürdürüyor. Şikayetlerin tavan yaptığı diziler, çıplaklık, fuhuş, gayr-i meşru, gayr-i ahlâki ve sapkın ilişkilerden tutun da, tarihi gerçeklerin çarpıtılmasına kadar pek çok noktada topluma adeta zehir enjekte ediyor.
Televizyon yayınlarıyla ilgili Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) İletişim Merkezine geçen yıl yapılan bildirimler yüzde 15 artarak, 118 bin 416’ya ulaştı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 2012’de 103 bin 67 olan bildirim sayısı geçen yıl artış gösterdi. 2013’te diziler en fazla şikayet edilen program türü oldu. Dizilere yönelik 2012’de 48 bin 823 bildirim gelirken, rakam 2013’te yüzde 5 artarak 51 bin 285’e yükseldi. Öte yandan en fazla bildirimde artış ise “dini ve moral sohbet programları” kategorisinde gerçekleşti. 2012’de 78 bildirimin gerçekleştiği program türünde, geçen yıl bildirim sayısı yüzde 5525.6 oranında artarak 4 bin 388’e ulaştı.
En çok şikayet edilen kanallar ve programlar
Geçen yıl izleyiciler tarafından en fazla bildirim yapılan kanal Show TV, en çok bildirim alan program ise Show TV’de yayınlanan Salih Kuşu oldu. En fazla bildirim yapılan program türü diziler, reklam Vivident, doğrudan satış ürünü de Gergedan olarak belirlendi. İzleyiciler en fazla yayınlarda kişilik hakları ihlallerinden, iftira ve hakaret niteliğinde yayınlar yapılmasından şikayet etti. 2013’te en çok bildirim alan kanal 34 bin 204 bildirimle Show TV olurken, onu 12 bin 256 bildirimle ATV, 9 bin 525 bildirimle Halk TV, 6 bin 75 bildirimle Star TV ve 5 bin 887 bildirimle Kanal D izledi. Show TV’de yayınlanan Salih Kuşu adlı yapım 28 bin 420 bildirimle en fazla bildirim alan program oldu. Halk TV Haber Bülteni 9 bin 044 bildirimle ikinci olurken, onu 7 bin 145 bildirimle ATV’nin Bizim Okul dizisi, bin 643 bildirimle Star TV’nin Muhteşem Yüzyıl dizisi ve 490 bildirimle Kanal D’nin Yalan Dünya dizisi izledi.
Ana haber bültenlerine  “Gezi Parkı” tepkisi
Benzer şekilde bildirim artışı haber bültenlerinde yaşandı. Bir önceki yıl haber bültenleriyle ilgili RTÜK’e bin 867 bildirim gelirken, 2013’te bu sayı da yüzde 878 artarak 18 bin 274’e yükseldi.
İzleyicilerin şikayet sebepleri değişti
RTÜK’e bildirimde bulunan izleyicilerin programlarla ilgili bildirim gerekçeleri de geçen yıla göre farklılık gösterdi. Bildirimlerin yüzde 21’inde yayınlarda kişilik haklarının ihlal edildiği, kişilere iftira ve hakaret edildiği belirtildi. 2012’de bu sebeple 8 bin 442 bildirim yapılırken, 2013’te sayı yüzde 412 oranında artarak 43 bin 278’e çıktı. En fazla değişim oranı, yayınların şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olmasıyla gerekçesiyle yapılan bildirimlerde yaşandı. Bir önceki yıl bu sebeple yapılan bildirim sayısı 2 bin 430 iken, geçen sene rakam yüzde 525 artarak 15 bin 194’e yükseldi. Yayınların genel ahlaka ve ailenin korunma ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan bildirimlerde ise 2012’ye göre yüzde 63 oranında azalma gerçekleşti. 2012’de söz konusu gerekçeyle 43 bin 670 bildirim yapılırken, 2013’te bu sayı 15 bin 829’a düştü.
Spor programlarında “ilke” işe yaradı
Diğer taraftan spor haber programlarıyla ilgili bildirimlerde de yüzde 63 oranında azalma gerçekleşti. 2012’de RTÜK’e spor haber programlarıyla ilgili 12 bin 202 bildirim gelirken, geçen yıl sayı 4 bin 520’ye geriledi. Yetkililere göre bu düşüşte, RTÜK’ün Televizyon Yayıncıları Derneği ile hazırladığı “Spor Programları Rehber İlkeleri” etkili oldu. /AA
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder