28 Şubat 2014 Cuma

Yol arkadaşlarının dilinden Erbakan


Yol arkadaşlarının dilinden Erbakan

Yol arkadaşlarının dilinden Erbakan

Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan, vefatının 3’üncü yıldönümünde ESAM’da yol arkadaşlarının anlatımıyla anıldı.

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin(ESAM) Çarşamba konferanslarının bu haftaki konukları Erbakan’ın yol arkadaşları, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, Saadet Partisi YİK Üyesi Ahmet Tekdal ve Fehim Adak oldu. “Yol Arkadaşlarından Erbakan Hoca” konulu konferansa çoğunluğu öğrenci, genç ve bürokratların olduğu yüzlerce kişi katıldı. Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Dava Arkadaşları, Erbakan Hoca’yla ilgili anekdotlarını katılımcılarla paylaştı.
BÜNYAMİN GÜLER / ANKARA
HAYATI 1’İNCİLİKLERLE DOLU
Erbakan Hoca’yla 1947 yılında İTÜ’ye öğrenci olarak girdiğinde tanıştığını söyleyen ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, iyi ve kötü günlerde, sosyal ve kültürel faaliyetlerde, siyasette ve yaklaşık bir yıl süreli hapishane hayatında toplamda Erbakan Hoca’yla 66 yıl beraber olduklarını kaydetti. Ömrü boyunca cihat etmiş ve bunun karşılığında, en büyük haksızlıklara ve zulümlere uğramış Erbakan Hoca’yı kısa süre içinde anlatmanın mümkün olmadığına dikkat çeken Kutan, “Onun için kısa cümlelerle anlatıyorum. Erbakan Hoca, aileden iyi bir eğitim aldı. Eğitim hayatı hep birinciliklerle geçti. Liseyi birincilikle bitirdi. İTÜ’ye birincilikle girdi. Giriş imtihanında gösterdiği büyük başarıdan dolayı eğitime 2’nci sınıftan başlatıldı. Böylece Demirel’le aynı sınıfta oldular. Ve İTÜ’den birincilikle mezun oldu. İTÜ motor kürsüsüne asistan olunca, araştırma çalışmaları yapmak üzere üniversite tarafından Almanya’ya gönderildi” dedi.

TÜRKİYE’NİN EN GENÇ DOÇENTİ
Almanya’da çok kısa bir zamanda 3 tane tez hazırladığını belirten Kutan, “Bu tezler Almanya ilim çevrelerinde çok büyük ilgi gördü. Bu tezlerden birisi ile 1953 yılında 27 yaşında Türkiye’nin ‘en genç doçenti’ oldu. Yine kısa bir süre sonra profesör oldu. Böylece çok genç yaşta, maddi ilimlerde, gerçek bir ilim adamı unvanına sahip oldu. Bu başarıların temelinde, Cenab-ı Hakkın lütfettiği muhteşem zekâ ve hafızası, inancı, sabrı ve azmi vardır. Erbakan Hoca çok iyi bir İslami terbiye almış, samimi bir dindar idi. Henüz lisede öğrenci iken, İstanbul’un büyük âlimi Hüsrev Hoca’dan ders almaktaydı. İTÜ öğrenciliğinden itibaren de ardı ardına 3 büyük mürşitten Hacı Hasip Serezi, Abdülaziz Bekine ve Mehmet Zahit Koktu’dan feyiz aldı. Böylece maddi ilimlerdeki başarılarına ilaveten güçlü bir İslami altyapıya da sahip oldu” diye konuştu.

ALLLAH LAFZINI AĞZINDAN DÜŞÜRMEDİ
Erbakan Hoca’nın Allah lafzını hiç dilinden düşürmediğini kaydeden Kutan, “Önüne beyaz bir kağıt aldığında, yazmaya başlamadan önce kağıdın sağ üst köşesine mutlaka besmele yazardı. Her toplantıyı mutlaka Fatiha ile açar, Fatiha ile kapatırdı. Son derece nazik bir şahsiyetti. Hastalandığında hastanede, kıpırdamaya mecali yokken bile, bir kez olsun namazını aksatmamıştı. Son günlerinde abdest alamayacak duruma gelince, arkadaşlarımızdan teyemmüm için kiremit istemişti. Netice olarak Hocamız hayatını İslam’a adamış bir mümindi. Halkımızın büyük bir bölümü böyle bir liderin değerini çok iyi anlamış ve ona en yakışan ve uyan ‘Mücahit Erbakan’ ve ‘Erbakan Hoca’ sıfatlarını layık görmüştü” şeklinde konuştu.
HARİTADAN İSTEDİĞİN YERİ SEÇ
Erbakan Hoca’yı ilk defa Kızılay’da verdiği ‘İslam ve İlim’ adlı bir konferansta tanıdığını belirten Saadet Partisi YİK Üyesi Ahmet Tekdal, “Konferansı zevk alarak dinledim. Düşüncelerim zenginleşti ve son derece etkilendim. Sonraki yıllarda ülkenin siyasi durumu bizi çözüm ve yol arayışına itti. Bir taraftan iş hayatının sorumluluklarını dile getirirken, diğer taraftan ise siyasal ve sosyal hayat içerisinde yer almaya çalışıyorduk. Hoca’mızla birlikte içinde bulunduğumuz çok görevler oldu. 1987 yılında Hoca’mızın siyasi yasaklığı kalkınca kongreye gidildi. Hoca’mız genel başkan oldu. Biz de yardımcıları olarak yanında yer aldık” dedi. Tekdal, bir hatırasını da dinleyicilerle paylaşarak, “Bir gün yan yana oturuyoruz. Seçimler de gelecek, 1988 yılının sonlarıdır. Hiç kimseye sormadığı bir soruyu o zaman bana sordu. Türkiye haritasını önüme koydu. ‘Ahmet kardeşim nerden aday olmak istersen seç’ dedi. ‘Efendim üç gün düşünsem aklıma bir şey gelmez’ dedim. Sonra Oğuzhan Bey araya girdi. ‘Memleketi Ağrı’dır, Ağrı’dan girsin’ dedi. Biz de Ağrı’dan girdik seçimlere” diye konuştu.

SİYASET DEĞİL CİHAT YAPIYORDU
Erbakan Hoca’yı tanımanın büyük bir bahtiyarlık olduğunu ifade eden Tekdal şunları kaydetti: “Ben kendisinin dizinin dibinde yetiştim. Onu tanıma bahtiyarlığına erdim. İslam’ı ve İslam’ın değerlerini, İslam’ın Peygamberi’nin karşısındaki tavırlarını çok net bir şekilde algıladığım için, her geçen gün bahtiyarlığım arttı. O isteseydi; başbakan olurdu, cumhurbaşkanı olurdu. Ama o bunlara hiç iltifat etmedi. O Erbakan olmaya özendi ve gayret etti. En son verdiği bir konferansta ‘Gayemiz bütün beşeriyetin saadettidir’ dediği gibi bütün hayatını buna vakfetti. O siyaset yapmıyordu cihat yapıyordu.”

HAK EKSENLİ SİSTEMLER YAPIYORDU
Erbakan Hoca’nın Türkiye siyasi tarihinde önemli çığırlar açtığını kaydeden Saadet Partisi YİK Üyesi Fehim Adak ise, Erbakan Hoca’nın yaptığı ekonomik paketlerle Türk vatandaşlarını büyük yükümlüklerden kurtardığını belirtti. Türkiye’de tatbik edilen ekonomik sistemlerin çoğunlukla vatandaşı ezmeye imkan sağlayan sistemler olduğunu bildiren Adak, “Hoca’mız Hak eksenli sistemler yapmaya gayret ediyordu. Hocamız yaptığı 10 milyarlı dolarlık 3 paketle devleti ve vatandaşları ekonomik yönden rahatlattı. Bu üç paketten 1’incisi Hocamız zamanında tatbik edildi. Buradan toplam 13 milyar dolarlık bir tasarruf elde edildi. Yani bu para herhangi bir vergi, herhangi bir zam ya da bir taban fiyatını aşağıya çekerek temin edilmedi. Bu tamamen milletin gasp edilen ve yanlış bir şekilde milletin elinden alınan paraların tekrar millete iadesi şeklinde oldu” dedi.  “İstediğiniz kadar ‘zulme karşıyım’ deyin” bu deyişin hiçbir faydası olmayacağını söyleyen Adak son olarak şunları kaydetti: “Bana göre, Hocamızın büyüklüğü mevcut ekonomik sistemi değiştirerek işe başlamasıdır. Çünkü mevcut sistem tamamen zulüm sistemidir. O ‘sisteme karşıyım’ demekle yetinmedi. Onu yerine Hak eksenli sistemi de getirerek gösterdi”


SAYGIN KİŞİLİĞİNİ ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Dünya Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun ”Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarihi kişiliği, mütevaziliği, kadir şinaslığı, ve devlet adamlığı yönüyle Türkiye’nin yetişmiş en önemli kişisiydi. 40 yılı aşkın dostluğumuz vardı. Dostlarına çok önem verirdi. Başbakan olunca makamına çağırdı, uzun uzun kendisi ile Türkiye’nin birlik ve beraberliği üzerine konuşmuştuk. Bilge bir insandı. Ehlibeyt Vakfı olarak onun duruşunu saygın kişiliğini anlatmaya devam edeceğiz.

HİÇ ŞAHISLARLA UĞRAŞMADI
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, “ Hocamız hiç şahıslarla uğraşmadı. Çünkü onun derdi milletti, ümmetti” dedi.
Yalman, Konya Ticaret Odası Konferans Salonunda düzenlenen, “Erbakan’ı Anlamak” adlı anma programında, Necmettin Erbakan’ın devlet ve siyaset adamı olduğunu söyledi.
Erbakan’ın Türkiye’de siyasetin yönünü değiştirdiğini belirten Yalman, “ Keşke hocamızın ilim adamlığı, ekonomiyi iyi biliyor olması ve nezaketli bir insan oluşunun bilindiği kadar iç dünyasındaki fırtınalar da anlaşılabilseydi. Çünkü o, insanlığı kurtarmak gibi bir ulvi davaya inanmış insandı. Hocamız hiç şahıslarla uğraşmadı. Çünkü onun derdi milletti, ümmetti” diye konuştu. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tacettin Çetinkaya da Erbakan’ın, yaşadığı dönemde çığır açan bir önder olduğunu dile getirdi. Toplumun maddi manevi kalkınmasını sağlayan Erbakan’ın, yeni kavramlar ürettiğini ve sistemler kurduğunu anlatan Çetinkaya, “Hocamız, çözümsüzlüğün olduğu bir dönemde çözüm üretti. Milli görüş hareketini başlattı. İslam dünyasının uyanışını sağladı ve milletin şuurunu artırmak için de bütün kurduğu siyasi partilerde yılmadan çabasını sürdürdü” ifadesini kullandı. Partinin Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Karaman ise “Devlet Adamı Yönüyle Erbakan” konulu konuşma yaptı.

“HOCAMIZIN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ” KONULU KONFERANS VERİLDİ
Erbakan’ın bilgi birikimi ve tecrübesi olan bir devlet adamı olduğunu vurgulayan Karaman, iyi bir devlet adamının hidayet ve feraset sahibi olması gerektiğini, bu özelliklerin de Erbakan’da mevcut bulunduğunu aktardı. Konuşmaların ardından, Necmettin Erbakan’ın 40 yıldır yanında bulunan ve son anlarına da tanık olan İbrahim Titiz, “Hocamızın Kişisel Özellikleri” konulu konferans verdi. Titiz, Erbakan’ın bir gününü nasıl değerlendirdiği, siyaset ve din anlayışıyla ilgili katılımcılara bilgi sundu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder